Kapitalist sistemin yıkılması dışında bir çözüm yok

Salı, 10 Ocak 2012

Yunanistan Komünist Partisi Genel Sekreteri Aleka Papariga ülkenin en büyük televizyon kanallarından birinde, ΑΝΤ1΄da, yayınlanan programda partinin yapılacak seçimlere dair politikalarını anlattı ve Yunanistan için sistemin yıkılması dışında bir çözümün mümkün olmadığına işaret etti.

Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Genel Sekreteri Aleka Papariga, geçtiğimiz günlerde konuk olduğu bir televizyon programında partisinin ekonomik kriz karşısındaki perspektifini ortaya koyarken, seçim ve ittifak politikaları hakkında bilgi verdi. Bir bölümü Yunanistan Komünist Partisi'nin resmi internet sitesinde yayınlanan röportajı okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

KKE halka ne öneriyor? Burjuva iktidara bel bağlamayan, normal bir hükümet kurmak için bana oy verin demeyen bir parti KKE. Peki ülkenin içerisinde bulunduğu bu çıkmazdan kurtulması için ne öneriyorsunuz?

İnsanlara kapitalist sistemin - tarihsel sınırlarına dayanan Avrupa'daki kapitalist sistemden söz ediyoruz - bugün artık çözüm üretemeyeceğini, artık verebilecek bir şeyi kalmadığını söylediğimizde, aslında KKE'den burjuva siyasi sistemine, halka hiçbir şey veremeyecek bir sistemi yönetmek için kurulacak bir hükümete dahil olmasını beklememelerini söylemiş oluyoruz.

Yani sistemin yıkılmasından söz ediyorsunuz?

Elbette...

Herhangi bir hükümete katılma gibi bir şeyle ilgilenmiyorsunuz?

Bu ilgilenip ilgilenmeme meselesi değil. Önemli olan, bunun halk için kötü olacak olması. Ve böyle bir şey yaparsak kendimizi büyük bir çelişki ile karşı karşıya buluruz. Bir tarafta halktan yana sloganları dillendireceğiz ve 90 yılı aşmış olan tarihimizden söz edeceğiz, diğer tarafta oturup Noel ve Paskalya ikramiyelerinin iptal edilmesini tartışacağız. Bunu istemiyoruz.

Eğer halk oyunu sizden yana kullanırsa ve ciddi bir sonuç elde ederseniz, onlara ne diyeceğiniz konusunda varsayımda bulunuyorum; "Ben yönetmeyeceğim, çünkü size zarar veririm, çünkü kapitalist sistem içerisinde yönetemem" diyeceksiniz...

KKE'ye böylesi bir güç veren Yunan halkı, kavgaya atılmak için karar vermiş demektir. Siyasi hattımızı bütünlüklü olarak anlatıyoruz. Halka gidip, bir iki iyi çözüm bulabilecek olan bir hükümet kurulabilir demiyoruz. Bu halka yalan söyleyen diğer partilerin anlattığı şey. Bize göre, ya halka politikacıların ve kadrolarının yeteneksiz olduğunu söyleriz, ki biz sorunun böyle tarif edilmesine katılmıyoruz, ya da onların bilinçli bir biçimde halka yalan söylediğini söyleriz.

Eğer bir hükümete katılarak krizin sonuçlarını önleyebilecek ve halkın sorunlarını çözebilecek olsak, böyle yapabilirdik. Cesuruz ve risk alırdık. Ancak bu imkansız. İlerici sol hükümetlerden bahseden partiler ya da merkez sağ ve merkez sol partilerin bir hükümet kurduklarını düşünelim. Ertesi gün daha büyük muhtıralarla, borçlarla, Yunan Sanayiciler Federasyonu ve işveren kuruluşları ile muhatap olacaklar. Şu an ne yaşandığını biliyorsunuz. Bir sektörde ya da bir fabrikada mücadele işveren üzerinde baskı oluşturduğunda ve işveren küçük bir geri adım atmak istediğinde, patronların federasyonu o işverene derhal müdahale ediyor ve geri adım atmamasını istiyor. Çünkü o geri adım diğer fabrikalar için de örnek olacak. Yani işçi sadece kendi patronu ile değil, bir bütün olarak sermayeyi ve üretim araçlarını ellerinde bulunduran kesim ile karşı karşıya geliyor.

Seçimler... Anketlere bakıldığında seçimden tek parti hükümeti çıkmayacağı görülüyor. Böyle bir sonuç ortaya çıktığında ne yapacaksınız? Solu tek biz temsil ediyoruz demeye devam eden bir KKE mi göreceğiz?

Biz konuyu sizin tarif ettiğiniz şekilde tarif etmiyoruz. Konumumuzu, işçi sınıfının çıkarlarına, kendi hesabına çalışan kişilerin ve çiftçilerin büyük bir bölümünün çıkarlarına göre ifade etmeye çalışıyoruz. Toplumsal güçleri tarif ediyoruz. Yeni Demokrasi ya da PASOK'a oy veren işçilere de çağrı yapıyoruz. Biz toplumsal güçlerden bahsediyoruz. Çünkü bugün sol, sağ, merkez gibi kavramlarla konuştuğunuzda aslında hiçbir şey anlatmamış oluyorsunuz.

Halkın kaybedecek hiçbir şeyi yok. Tersine eğer seçimden zayıf bir hükümet çıkarsa halk bundan kazançlı çıkar. Daha güçlü bir hükümet, halka karşı daha sert ve daha kararlı olacaktır.

Önümüzdeki seçimler konusunda gerçekçi olalım. Halkın gücünü artırması mümkün ve halk kurulacak yeni hükümetin çalışmasına engeller çıkartabilir. Halk korkmamalı. Eğer tek parti hükümeti kurulamazsa, birbirleri ile uzlaşacaklar. Şimdiden kendilerini buna hazırladılar. Samaras'ın, Papandreu'nun ya da PASOK'un yeni liderinin ne dediğine bakmayın. Böyle bir hükümete katılmak için şimdiden can atıyorlar. Umuyoruz ki, hükümetin kuruluşu mümkün olduğunda bir an gelecek ve halk müdahale edecek. Önemli olan, güçlü bir hükümete sahip olmamamız. Halktan yana bir hükümet olmayacak.

Bu küçük bir siyasi kurnazlık. Syriza ve Demokratik Sol ile ilerici bir hükümet kurulamayacağını ima ediyorsunuz...

Bunu açıkça söylüyoruz, herhangi bir imada bulunmuyoruz.

Açıkça söylüyorsunuz.

Tekellerle bir arada var olan bir ilerici hükümet olamaz. Sadece ekonomide değil her alanda Avrupa Birliği ile müzakereleri yürütmeye devam edecek ilerici bir hükümet olamaz. Tüm partiler, AB ile sözde militan müzakere yürüteceklerini söylüyorlar ve bu mümkün değil. Bu iki şey birbirine tamamen zıttır. Ancak seçimlerin hemen ardından güçlü bir harekete sahip olabiliriz.

Halkın sizden beklentileri var. Diktatörlük sonrasında ilk defa KKE'nin halkın oyları ile varlığını hissettirme fırsatı olduğunu düşünüyorlar ve KKE'den bir çözüm önerisi duymak istiyorlar. İnsanlar bunu KKE ile ideolojik ilişkisi olmayanlar için için soruyorlar.

Bir çözüm önerisine sahibiz. Sadece yazılı halde söylediklerimizi anlatmayacağım. Tüm Yunanistan'da eylemler, mitingler organize ediyoruz. Bir dakika içerisinde anlatılamaz. Çözüm dediğiniz her şeyin aynı kalması ve parlamento kararlarıyla her şeyi değiştirecek bir hükümetin kurulması ise, bu mümkün değil. Şu anki sistem içerisinde bir çözüm mümkün değildir.

Sistemi yıkmaktan bahsediyorsunuz...

Evet, ancak bu bir gecede yapılacak bir hamle ile olabilecek bir şey değil. Şunu söylüyoruz, her kavgada halk militanca ilerleme sağlamalı, kısmi kazanımlar da elde etmeli. Gelecek yıllarda radikal bir değişim olasılığını göz ardı edemeyiz. Buna halk kendisi karar verecek. Aynı zamanda halk kendisini hazırlamalı, daha kötüsüne engel olarak ve kazanımlar elde ederek kararlı bir baskı oluşturmalı. Siyasi sistemin değişimi için bir tarih veremeyiz; bir, iki, üç yıllık zaman dilimi belirleyemeyiz. Çünkü buna halkın çoğunluğu karar verecek, bu KKE'nin tek başına alacağı bir karar olmayacak. Eğer halk karar vermezse, böyle bir değişim gerçekleşmeyecek.