Halkın öfkesi PASOK-ND koalisyon hükümeti paramparça edecek

Salı, 14 Şubat 2012

Yunanistan Komünist Partisi pazar günü gerçekleştirilen kitlesel eylemler ve yapılan oylamayla ilgili bir açıklama yayımladı.

Yunanistan Komünist Partisi (KKE) pazar günü ülke çapında gerçekleştirilen eylemler ve parlamento tarafından onaylanan kurtarma paketi anlaşması ile ilgili bir açıklama yayımladı. Son on yılların en büyük kitle eyleminin gerçekleştirildiğini vurgulayan KKE, Tüm İşçilerin Mücadele Cephesi (PAME) ve sınıf sendikacılığı perspektifiyle hareket eden sendikaların Borç Anlaşmasının taleplerine karşı, halk düşmanı siyasi çizgiyi devirmek, AB'den çıkmak ve bütün borçları tek taraflı olarak iptal etmek üzere yürüdüklerini belirtti. KKE açıklamasında ülkenin zenginliğinin halk yararına kullanılabilmesi için tek ihtiyacın bir halk iktidarı kurmak olduğu ifade edildi.

Pazar günü Atina'daki mitingde konuşan PAME sözcüsü C. Katsiotis de konuşmasında, "Halk onlardan korkmamalı, onlara karşı sessiz kalmamalı ve canlı canlı derisinin yüzülmesine göz yummamalı. Bunun Avro içerisindeyken mi dışarısındayken mi, kontrollü bir iflasla mı yoksa kontrolsüz bir iflasla mı gerçekleşeceğinin hiçbir önemi yok. Asıl önemli olan halkın, zenginler için daha fazla fedakarlıkta bulunmamaya, kapitalistlerin kasalarını daha fazla doldurmamaya ve çocuklarının mutlak yoksulluğa mahkum edilmesine göz yummamaya karar vermesidir" dedi.

Pazarı pazartesiye bağlayan gece oylanarak kabul edilen paket, asgari ücretin yüzde 22 düşürülmesini, yeni işe başlayan işçilerin ücretlerinin ise yüzde 32 azaltılmasını öngörüyor. Paket halka ayrıca yeni ve ağır vergiler de getiriyor.

Meclis oturumunda konuşan KKE Genel Sekreteri Aleka Papariga koalisyon hükümeti ve destekçilerine, "Acı çekmekte olan yoksul halkın zihnini eşine rastlanmamış bir ideolojik yıldırmayla teslim almaya çalışıyorsunuz" diye seslendi. Genel Sekreteri Aleka Papariga sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kusura bakmayın, sizi onunla özdeşleştirmiyorum, ama Goebbels sizi görse kıskanırdı. Büyük bir iflas geliyormuş! Kiminle konuşuyorsunuz? Zaten iflas etmiş halkla mı? Hayır, biz kurtarılmış ve halkı batırılmış bir Yunanistan istemiyoruz. [...] Sabahtan beri sürekli olarak iç savaştan bile beter bir yıkımdan söz ediyorsunuz [...] Devlet televizyonu dahi aniden iç savaşı hatırladı [...] Vakti gelince bunların yanıtını vereceğiz. Ancak halk nezdinde böyle meseleleri gündeme getirmekten ötürü siz sorumlusunuz. Troyka'nın ve [Avrupa] Komisyon[un]un koyduğu tarihlere tabisiniz. Ve size şu kadarını söyleyeyim, böyle ultimatomlar dünya savaşlarından önce bile verilmedi [...] Bizi kışkırtıyorsunuz."

"Bütün gün savaştan bahsetmenizi, emekliliğin ortadan kalkacağını anlatmanızı, karneye bağlanacağımızı söylemenizi ve daha bilmem neyi dinledik. Ve en sonunda da iç savaştan bahsediyorsunuz. Şimdi söyleyin, kim meseleyi tetikliyor? Bizim de bir sınırımız var. Bizler kibarız ama aptal değiliz. [...] O nedenle halka şunu söylüyoruz: O büyük iflas gelecek; bunun avroyla mı drahmiyle mi olacağını önceden bilemeyiz."

"İkincisi Yunanistan başka ülkelerle rekabetinde ilerlese bile, en iyi ihtimalle 2-3 sıra daha tırmanır. Ama bu rekabetçilik emekçi halka daha da ağır bedeller ödetir. Yunanistan 150 yıl boyunca aşırı borçlu kalacak, tıpkı 'bağımsızlık' borçlarında olduğu gibi [...] dolayısıyla zaten düşmüş olanın düşmekten korkmasına gerek yok. Halk ne yaparsa yapsın, isterse birkaç yıl boyunca bedava çalışmayı kabul etsin, iflası önleyemeyecek. Bizim konumumuz şudur: En kötüsünü önlemek için mücadele... Ama bunu yapmak için halk hareketinin bu siyasi düzenden işçilerin ve halkın iktidarının kurulduğu bir siyasi düzene doğru yönlendirilmesi gerek. AB'den çıkış ve bütün borçların tek taraflı olarak feshedilmesi; halk için başka bir çözüm yok!"

Koalisyon hükümetinin şantajlarını kesin bir dille reddettiğini ifade eden Papariga, KKE grubu adına şunları söyleyerek devam etti:

"Emekçi halkı hayat pahalılığına karşın 489 avroyla ayın sonunu getirmek, gençleri ise 440 avroluk maaşla yaşamak zorunda bırakan; işsizlerinse ancak az bir kısmının 330 avro almasını kararlaştıran siz milletvekilleri bugün özel bir sorumluluk üstlendiniz. [...] Hiç kimsenin emekçileri 400 avro maaşa talim etmek zorunda bırakmaya hakkı yok. Onlara 'sizi kendi iyiliğiniz için canlı canlı mezara sokacağız' mı diyeceksiniz? Bütün derdiniz halkın yoksulluğunu ifade eden paranın birimi mi? Bu düzen tarihsel sınırlarına dayanmıştır. İnsanların bilincini teslim almak için sofralarına bir lokma ekmek dahi koyamamaktadır. Toplumsal zenginlik bu kadar fazlayken, siz halktan Orta Çağ koşullarında yaşamasını istiyorsunuz. Biz ise onlara kafalarını kaldırıp bakmalarını, zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmadığını anlatıyoruz."